Temmuz ve Ağustos
Ocak 15, 2025Makineler arızalanır. Bu, kaçınılmaz bir gerçektir çünkü içinde yaşadığımız evrende yerçekimi, sürtünme, genleşme, çözülme ve deformasyon vardır. Eşyalar yaşlanır, sıkı şeyler gevşer, katı şeyler yumuşar. Dişliler aşınır, kayışlar kopar, tekerlekler dengesini kaybeder.
Arıza; tespit etmemiz, tahmin etmemiz, durdurmamız ve önlememiz gereken bir şeydir çünkü arıza maliyet, zaman, kalite ve üretime mal olur. Ancak arızanın doğasını anlamadan onunla savaşmak anlamsızdır.
Aslında arıza nedir? Bir makinenin arızalı olduğunu ne zaman söyleyebiliriz? Çalışmayı durduğunda mı yoksa istediğimiz şeyleri üretmediğinde mi?
Bir fabrikada makineler ve tüm sistem düzgün çalışıyor gibi görünebilir, ancak sistemin bir parçasındaki tek bir rulmanın kayması büyük elektrik maliyetlerine neden olabilir. Bu sistemin mükemmel çalıştığını söyleyebilir miyiz? Arıza tek seferlik bir olay değildir. Arıza devam eden bir süreçtir. Mikro bir olay olarak başlar, büyür, büyür ve yıkıcı bir fenomene dönüşür.
Makineler canlı organizmalar gibidir. Farklı görünseler de doğaları aynıdır. Birçok bileşenden oluşurlar. İster basit bir çamaşır makinesi isterse bir uzay istasyonu olsun; dönme, eğirme, sallanma, yukarı-aşağı veya ileri-geri hareket etme gibi aynı hareketleri gerçekleştiren benzer bileşenler içerirler.
Canlı organizmalar gibi, makineler de sorunlarını teşhis etmek ve çok geç olmadan çözmek için sağlık hizmetlerine ihtiyaç duyarlar. Makineler canlı organizmalar gibiyse, sağlık sorunlarını nasıl tespit edebiliriz? Makineyle nasıl iletişim kurabilir ve sistemin hangi parçasının hasta olduğunu veya hastalanmak üzere olduğunu tahmin edebiliriz?
Bu grafikten de görebileceğiniz gibi, arıza kurulumdan kısa bir süre sonra başlar. Bazen kurulum sırasında bile olabilir. Bu mavi alan, sorunların çok erken aşamada olduğu alanı gösterir. Bu mavi dönemde, geleneksel bakım ve izleme seçeneklerini kullanarak makinelerin sağlığını izleyemez ve çıkarım yapamazsınız.
Mavi alandan sonra arıza büyür ve sorunun çözümü oldukça pahalı hale gelir. Bu noktada, geleneksel makine bakımı size ancak bir dereceye kadar yardımcı olabilir çünkü arıza ısı ve duyulabilir gürültü ile hissedilir hale gelmeye başlar. Artık müdahale etmek için geç olabilir ve sorunu çözmek fazlasıyla maliyetli hale gelebilir.
Her aşamada, makineler sağlık sorunlarıyla ilişkili bütün semptomları gösterir ve teşhis için bize somut kanıtlar sağlar. Bu semptomları tespit etmek ve nedenlerini analiz etmek için gelişmiş araçlara sahip olursak, onları her zaman sağlıklı tutabiliriz.
Geleneksel arıza görüşü, makineler çalıştığı ve görevlerini yerine getirdiği sürece makinelerin ve sistemin sorunsuz çalıştığını varsayar. Bu bakış açısının doğru olmadığını daha net ifade edebilmek için ”optimum” kelimesi üzerinde durmalıyız. Optimum, herhangi bir şeyin veya herhangi bir sistemin mükemmel ve ideal hali anlamına gelir. Eğer sistem minimum enerji kullanarak verimli bir şekilde üretim yapıyorsa bu sistemin optimum seviyeye yakın olduğunu söyleyebiliriz ancak birbiriyle kıyaslamamız gereken daha birçok parametre vardır.
Optimum seviye; maliyet, verimlilik, güvenlik, kalite, miktar…vb parametrelerin birbirleriyle karşılaştırılmasıyla belirlenebilir ancak personelin sağlığı veya hayatı tehlikede ise sistemin optimum seviyede çalıştığını söyleyemeyiz. Ürün kalitemiz beklenen düzeyde olmadığı sürece düşük enerji tüketiminden de memnun olamayız. İnsan hayatından ve kalitesinden ödün vermeden endüstriyel kalite ve karlılığı maksimize etmek için arıza kavramına bakış açımızı değiştirmeli ve buna göre çözümler geliştirmeliyiz.
Makineler arızalanmaya devam edecek. Bu evrende yaşadığımız ve ona tabi olduğumuz sürece bunu değiştiremeyiz. Ancak bu evrende daha iyi yaşamak için arızaya yaklaşımımızı değiştirebiliriz.